15 Mayıs 2011 Pazar

Türkiye’de Sıcak Yerel Rüzgarlar: Anadolu’da ise Akdeniz’de ve özellikle Güneydoğu Anadolu’da esen Sam veya Samyeli; Orta Anadolu’da Konya ve Tuz Gölü dolaylarında Kabayel ve Karapınar çevresinde oluşan Dağıl, sıcak ve nispeten çöl karakteri taşıyan rüzgarlardır.
image047.jpg

2- Soğuk Yerel Rüzgarlar: Kuzey Yarım Küre’de kuzey sektörlü rüzgarlar; Güney Yarım Küre’de de güney sektörlü rüzgarlar soğuk karakterli rüzgarlardır. Belli başlı soğuk yerel rüzgarlar şunlardır:

Mistral: Kış ve ilkbahar mevsimlerinde, Fransa’nın soğuk ve karlı Massif Central dağlık alanında soğumuş olan havanın, güneydeki sıcak olan Akdeniz’e doğru hızla inmesi ile oluşur. Soğuk ve bazı durumlar hariç, genel olarak kuraktır. İspanya ve Fransa’da görülen bu rüzgar, özellikle Ron (Rhon) vadisine kanalize olduğunda şiddeti daha da artar. Hareket halindeki bir trenin vagonlarını devirdiğine de şahit olunmuştur.

Bora: Dinar Alplerinden, Dalmaçya-İstirya kıyılarına doğru esen, soğuk ve kuru rüzgarlardır. Vadi içlerine kanalize olduklarında çok daha hızlı (50-60 m/s ve daha hızlı) eserler.

Krivetz: Aşağı Tuna ovasında, kuzeydoğudan esen, kuru ve soğuk rüzgarlara krivetz denir. Krivetz estiği dönemde Romanya’nın başkenti olan Bükreş’te sıcaklık 10-150C birden düşer.

Türkiye’de Soğuk Rüzgarlar: Anadolu’da özellikle kışın kuzey yönlerden esen rüzgarlar, sıcaklığın oldukça düşmesine neden olurlar. Kuzeybatıdan esen karayel ve kuzeyden esen yıldız Balkanlar ve Trakya’dan yurdumuza sokularak, soğuk hava baskınlarına, kar ve yağmurla karışık güçlü fırtınalara neden olurlar.
Kuzeydoğu yönlü olan poyraz, yıldız ve karayelden daha şiddetli olmakla birlikte kar yağışlarında miktar bakımın-dan o kadar değildir. Anadolu’da dondurucu ayaz deni-len kuru soğuk havanın hüküm sürmesine neden olur.
c. Tropikal Rüzgarlar (Siklonlar): Tropikal bölgelerde kararlı-durgun karakter taşıyan hava kütlelerindeki dengenin bozulmasıyla, havanın ani olarak dikey (konveksiyonel) yükselmesi ile ortaya çıkar. Buradaki dengenin bozulmasında havadaki sıcaklık ve nem miktarı artışının önemli bir etkisi vardır. Dikey olarak yükselen hava kütlesini, çevreden merkeze doğru gelen hava kütleleri besler. Hava kütlelerinin hareketi, merkezkaç (corriolis) kuvvetinin etkisi ile merkeze (Alçak basınç alanı merkezine) doğru sarmal bir harekettir. Bu hareket çok hızlı fırtınalar halinde beliren rüzgarlar şeklinde olur.
Çok önceden beri Hindistan’da kullanılan “siklon” terimi, Dünya’nın her yerinde aynı şekilde beliren bütün hava hareketleri için de kullanılmıştır. Tropikal siklonlar Hint Okyanusu’nda siklon, Büyük Okyanus’ta tayfun (typhoon, Çince ‘büyük rüzgar’), Meksika Körfezi’nde harikeyn (Hurricane), Güney Amerika’da tornado, Filipinlerde baguio, Avustralya’da willy willy adı verilir.
Saatteki hızı 160 km’den daha fazla olan bu rüzgarlar, geçtikleri yerlerde çok büyük yıkımlara, can ve mal kaybına, tarım alanlarının yok olmasına neden olur. Yıkımları, güçlü yağmurlarla daha da artar, alçak arazileri su basar. Kıyılarda, kuvvetli rüzgar ve dalgaların etkisi ile deniz yüzeyi 2-3 m kabarır. Böyle bir fırtınaya yakalanan bir Amerikan ağır kruvazörü ikiye bölünmüştür.

Hortumlar: Bu tür fırtınalar, sıcak-nemli bir hava kütlesinin üzerine, soğuk-kuru bir hava kütlesinin gelmesi ile oluşur.
Tornado veya hortumlar, sarmal bir biçimde, çok güçlü konveksiyonel hareketle yükselen bir hava kütlesinin merkezinde oluşturduğu girdap şeklinde belirir. Bunlar tropikal siklonlara göre çok daha küçük ve dar alanlı olmakla birlikte Dünya’da bilinen en güçlü ve  en yıkıcı fırtınalardır. Genellikle hortumun yakınlarında rüzgarın hızı, saatte 500-700 km’yi, dikey akımların ise saatte 350 km’yi bulduğu tahmin edilmektedir.
image048.jpg
Bu güçlü yatay hava akımları ağaçları kökünden söker, evleri yıkar; sonra dikey hava hareketi de yıkılanları havaya uçurur. Bu olay genellikle 1-2 saat kadar sürer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder