15 Mayıs 2011 Pazar

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ İLİŞKİSİ

Yukarıda da anlatıldığı gibi, iklim ile bitki topluluk­ları arasında sıkı bir ilişki vardır. Kutup iklimi hari­cinde diğer bütün iklimlerin kendine has karakteris­tik bitki örtüsü vardır. Farklı bölgelerdeki benzer ik­lim varlığını benzer tabii bitki örtüsü kanıtlar.
Bitki örtüleri yer şekillerinden dolayı, yeryüzünde aralıksız kuşaklar oluşturamazlar. Ancak, genel olarak Ekvator’dan kutuplara doğru, geniş yapraklı ormanlar, karışık ormanlar ve iğne yapraklı ormanlar, şeklinde kuşaklar meydana gelmiştir.
Sıcaklık ve nem, bitki hayatını doğrudan etkiler. Yükseklere çıkıldıkça sıcaklık ve nem oranı azalır. Buna bağlı olarak bitki örtüsü de seyrekleşir. Belirti bir yükseklikten sonra cılızlaşır ve doğal olarak ortadan kalkar. Bir yamaca düşen yağış miktarı aynı ise, yükseldikçe bitki örtüsündeki değişme sıcaklık azalmasıyla ilgilidir. Ancak, sıcaklık şartları aynı ise, farklılaşma nem miktarının değişmesiyle ilgilidir.
Yükseklere çıkıldıkça bitki toplulukları, geniş yapraklı orman, karışık ormanlar, iğne yapraklı ormanlar ve dağ çayırları şeklinde kuşaklara ayrılır.
Dağların Güneş’e bakan yamaçlarında bitkilerin olgunlaşma süreleri daha kısadır. Ormanın ve ağa­cın yetişme sınırı daha yüksektir.
C. SOĞUK İKLİMLER

1. Tundra İklimi (Kutupaltı İklimi): Genel olarak, 65° -80° Kuzey enlemleri arasında görülür. Sıcaklığın çok düşük olduğu bir iklim tipi­dir. Bu iklimde en sıcak ayın ortalaması dahi 10°C yi geçmez. Kışın değerler -30°C ile -40°C ye iner. Yıllık sıcaklık far­kının 65°C yi bulduğu yerler vardır. Yağışlar or­talama 200 – 250 mm ka­dardır. En fazla yağış yaz aylarında görülür. Tabii bitki örtüsü çalı, yosun ve yazın yeşeren kurakçıl otlardan oluşan tundralardır.
image069.gif
Tundra iklimi, Avrupa’nın kuzey kıyıları, Kuzey Si­birya, Kuzey Kanada, Grönland Adası kıyıları ve Orta kuşaktaki yüksek dağlarda etkili olmaktadır.

2. Kutup İklimi: Karlar ve buzullarla kaplı kutup bölgelerinde görü­lür. Sıcaklık ortalaması bütün yıl boyunca 0°C’nin altındadır. Sıcaklık, çoğu zaman -40°C ye, hatta da­ha altına iner. Yıllık sıcak­lık farkı 30°C dolaylarında­dır. Yağışlar son derece az ve kar şeklindedir. Orta­lama yağış 200 mm. civa­rındadır. Bu iklim tipinde bitki örtüsü yoktur.
image070.gif
Kutup iklimi, Kuzey Kutbu çevresinde Grönland Adası’nın iç kısımlarında ve Antarktika’da etkilidir.
Kutup bölgelerinde deniz yüzeyinin donmasıyla oluşan geniş buz örtülerine bankiz denir. Ortalama kalınlıkları 2 m kadardır. Karalarda oluşan ve koparak denize düşen buz dağlarına ise aysberg adı verilmektedir.
B. ILIMAN İKLİMLER

1. Akdeniz İklimi: Genel olarak, 30° – 40° enlemleri arasında görülür. Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlıdır. Yıl­lık ortalama sıcaklık 15 – 20°C dir. Yıllık sıcaklık farkı ise 18°C kadardır. Yıllık yağış miktarı 600 -1000 mm arasında değişir. En fazla yağış kışın, en az yağış yazın görülür.
image065.gif
Karakteristik bitki örtüsü, kızılçam ormanlarının tahrip edilmesiyle ortaya çı­kan makilerdir. Makiler, sürekli yeşil kalabilen, kısa boylu, sert yapraklı, kuraklığa dayanabilen, çalımsı bodur bitkilerdir. Mersin, defne, kocayemiş, zey­tin, süpürge çalısı, bodur, ardıç gibi bitkiler başlıca maki türleridir. Akdeniz ikliminde yağışın az çok yeterli olduğu orta yükseklikteki yamaçlarda iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar (Kızılçam, sarıçam, karaçam ormanları gibi) yer alır.
Akdeniz iklimi en belirgin olarak Akdeniz çevresin­de görülmekle birlikte, Güney Portekiz, Afrika’nın güneyinde Kap Bölgesi, Avustralya’nın güneyba­tısı ve güneydoğusu, Orta Şili ve ABD’nin Kalifor­niya eyaletinde de etkili olmaktadır.

2. Okyanusal İklim: Genel olarak, 30° – 60° enlemleri arasında, karala­rın batı kıyılarında görülür. Yazlar fazla sıcak, kış­lar da fazla soğuk olmaz. Yıllık sıcaklık ortalaması 15°C dir. Yıllık sıcaklık farkı 10°C yi bulmaktadır.
image066.gif
Yıllık yağış ortalaması 1500 mm. dir. En fazla yağış sonbaharda görülür. Tabii bitki örtüsü yayvan ve iğ­ne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır. Orman­ların tahrip edildiği yerlerde çayırlar bulunur. Okyanusal iklim, Batı Avrupa, Kuzey Amerika’nın ku­zeybatısı, Güney Şili, Avustralya’nın kuzeydoğu­su ve Yeni Zelanda’da etkili olmaktadır.

3. Karasal İklim: Genel olarak, 30° – 65° enlemleri arasında, karala­rın deniz etkisinden uzak iç kısımlarında ve kıtala­rın doğu kıyılarında görülmektedir. Kışlar çok soğuk geçer ve uzun sürer. Yazlar ise sıcaktır. Yıllık sıcaklık ortalaması 0 – 10°C arasında değişir. Yıllık sıcaklık farkı 20 – 40°C’dir. Yıllık yağış miktarı 500 -600 mm dolayındadır.
image067.gif
En fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer. Kış yağışları daha çok kar şeklindedir. Tabii bitki örtüsü iğne yapraklı ormanlardır. Yağışın azaldığı kesimler­de de bozkırlar (step) görülür. Sibirya ve Kanada da iğne yapraklı ormanlara tayga ormanları adı verilir. Taygalar, Dünya ormanlarının % 15′ini oluştururlar.
Karasal iklim, Sibirya, Kanada ve Doğu Avru­pa’da geniş bir yayılış sahasına sahiptir.

4. Step İklimi (Yarıkurak İklim): Step iklimi, bir geçiş iklimi özelliği gösterir. Üç gru­ba ayrılır;

a.  Tropikal Step İklimi: Savan ikliminden çöl ikli­mine geçiş alanlarında görülür.

b.  Subtropikal Step İklimi: Çöl ikliminden Akde­niz iklimine geçiş alanlarında görülür.

c.  Orta Kuşak Step İklimi: 30° – 50° önlemlerin­deki çöller etrafında ve Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş alanlarında görülür.
image068.gif
Step iklimlerinde yıllık sıcaklık farkı 15 – 30°C’dir. Yıllık yağış miktarı 300 – 500 mm’dir. Step iklimle­rinde en fazla yağış ilkbaharda ve yazın düşmek­tedir. Tabi bitki örtüsü yağışlı mevsimde yeşeren, kurak mevsimde sararan step (bozkır)’tir.
İnsanlar tarafından ağaç kesilerek, yakılarak or­manların ortadan kaldırılması sonucunda olu­şan bozkırlara antropojen bozkır denir. Bu tür bozkırlar, ormanların tahrip edilmesi sonucunda ortaya çıktığından yer yer orman ağacı toplu­luklarına rastlanır.
YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ VE TABİİ BİTKİ ÖRTÜSÜ

Dünya’nın hemen her bölgesinin kendine özgü bir iklimi bulunmaktadır. Ancak, benzer iklim kuşakla­rına sahip alanlar büyük iklim kuşakları oluşturur­lar. Yüzlerce km2 lik sahaları etkileyen büyük iklim gruplarına makrokli-ma adı verilmektedir. Bununla birlikte, makroklima alanlarında bazen öyle yerler vardır ki, buralarda görülen iklim özellikleri içinde bulundukları kuşaktan tamamen farklıdır. Makroklimalar içerisinde bölgesel farklılıklar gösteren, özel koşullu küçük iklim alanlarına da mikroklima de­nilmektedir.
Şimdi, yeryüzündeki büyük iklimleri, bu iklimlerin özelliklerini ve bu iklimlere uyum sağlamış bitki örtülerini inceleyelim.

A. SICAK İKLİMLER

1. Ekvatoral İklim: Ekvator çevresinde, 0° -10° Kuzey ve Güney enlem­leri arasında görülür. Yıllık ortalama sı-caklık 25°C dolayındadır. Yıllık sıcaklık farkı 2 – 3°C’yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den fazladır. Her mev­sim yağışlı olmakla birlikte, ekinoks tarihlerinde yağış maksimum düzeye erişir. Tabii bitki örtüsü oldukça gür ve geniş yapraklı ormanlardır.
Ekvatoral iklim, Amazon ve Kongo havzalarının büyük bir kesiminde, Gine Körfezi kıyılarına yakın bölgelerde, Endonezya ve Malezya’nın büyük bir bölümünde etkili olmaktadır.
image061.gif

2. Tropikal İklim (Subtropikal – Savan): 10° – 20° Kuzey ve Güney enlemleri arasında ve 0° – 10° enlemle-rinde 1000 m’den sonra görülür. Ekvatoral kuşak ile çöller arasında bir geçiş iklimi­dir. Yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayındadır. Yıl­lık sıcaklık farkı 4 – 5°C’-dir. Yıllık yağış miktarı 1000 – 2000 mm. arasındadır. Güneş ışınlarının dik geldiği yaz ayları yağışlı, kışlar kuraktır. Tabii bitki örtüsü yüksek boylu ve gür bitki toplulukları olan savanlardır.
image062.gif
Tropikal iklim, Sudan, Cad, Nijerya, Mali, Mori­tanya, Brezilya, Venezuela, Kolombiya, Peru ve Bolivya gibi ülkelerde etkili olmaktadır.

3. Muson İklimi: Muson rüzgarlarının etki alanlarında görülür. Yıllık ortalama sıcaklık 15 – 20°C dir. Yıllık sıcaklık farkı 10°C civarındadır. Yıllık ortalama yağış 2000 mm do­layındadır. Yıllık yağışların % 85′i yaz aylarında dü­şer. Kış mevsimi kurak geçmektedir. Tabii bitki örtüsü kışın yaprağını döken, yazın yeşillenen ormanlardır. Yağışların azaldığı yerlerde ise savanlar görülür.
image063.gif
Muson iklimi, Güney Hindistan, Güney Çin, Gü­neydoğu Asya, Japonya ve Mançurya gibi böl­gelerde etkili olmaktadır.

4. Çöl İklimi (Sıcak ve Kurak İklim): Dönenceler civarında, Asya ve Kuzey Amerika’da karaların iç kısımlarında ve Güney Amerika’nın gü­neyinde görülür. Bu iklim tipini, yağışların yok dene­cek kadar az olması belirler. Çöllerdeki nem yeter­sizliği, günlük sıcaklık farkının büyümesine zemin hazırlamıştır. Günlük sıcaklık farkının 50°C yi buldu­ğu zamanlar olmaktadır. Yıllık yağış miktarı 100 mm’nin altındadır. Yağışlar daha çok sağanak yağmurlar şeklindedir. Tabii bitki örtüsü bazı kurakçıl otlar ve kaktüs bitkileridir.
image064.gif
Afrika’da Büyük Sahra, Ortadoğu’da Necef, Asya’da Gobi, Taklamakan, Deşti Kebir, Avustralya’da Gobbon ve Gibson, Güney Afrika’da Kalahari ve Namib, Güney Amerika’da Patagonya, Atacama ve Peru ile ABD’nin güneybatısı yeryü­zündeki başlıca çöl alanlarıdır.
OLUŞUMLARINA GÖRE YAĞIŞLAR

Yağışlar oluşumlarına göre üç gruba ayrılır:

1. Yamaç Yağışları (Orografik Yağışlar): Nemli hava kütlelerinin, yatay yönde hareket eder­ken dağ yamaçlarına çarparak yükselmesi ve soğuması sonucu oluşan yağışlardır.

Dünya’da en çok, Güneydoğu Asya’da Orta ku­şaktaki karaların batı kıyılarında Amerika’da Ka­yalık Dağları’-nda, ve sıcak kuşak­taki karaların doğu kıyılarında görülür. Türkiye’de ise, Toroslar’ın güneybatıya, Karadeniz Dağları ile Istrancalar’ın kuzeye bakan yamaçlarında fazlaca görülür.
image057.jpg
Hava kütleleri yamaç boyunca yükselirken en fazla yağışı 500 – 1000 m yükseltiler arasına bı­rakırlar. Yükselti arttıkça (1000 m’lerden sonra) mutlak nem azaldığı için yağış da azalır.

2. Konveksiyonel Yağışlar (Yükselim Yağışları): Güneşli ve rüzgarsız günlerde ısınan hava yükselerek soğur. Belli bir yükseltiden sonra nemin yoğunlaşması ile yağış meydana gelir.
image058.jpg
Dünya’da en çok, Ekvatoral bölgede rastlanır. Ülke­mizde ise, İç Anadolu Bölgesi’nde İlkbahar’da görü­len yağışlar konveksiyonel yağışlardır. Bu yağışlar halk arasında kırkikindi yağışları olarak bilinir.

3. Cephe Yağışları (Frontal Yağışları): Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen yağışlardır.
Dünya’da en çok, Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarında görülür. Türkiye’de, özellikle kış mevsimin­de görülen yağışların çoğu cephesel kökenlidir.
Kış mevsiminde, kutuplardan kaynaklanan soğuk hava ile Ekvatoral bölgeden kaynaklanan sıcak ha­va kütleleri Akdeniz üzerinde karşılaşırlar. Böylece Akdeniz tali cephesi meydana gelir. Cephe boyun­ca da yağışlar görülür. Anadolu üzerinde de, Sibirya yüksek basıncı ile İzlanda alçak basıncı ve Asor yüksek basıncına bağlı cephe yağışları görülür.
image059.jpg
YAĞIŞLARIN YERYÜZÜNE DAĞILIŞI

Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yer şekilleri yükselti gibi nedenlerden dolayı yeryüzü­nün her tarafı aynı oranda yağış almaz.
image060.jpg
Dünya üzerinde;

Ø      En yağışlı bölgeler; Ekvatoral bölge, Muson böl­geleri ve Orta kuşak karalarının batı kıyılarıdır.

Ø      En kurak bölgeler ise; Orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları, dönenceler civarı, çevresine göre, alçakta kalmış yerler ve kutup çevreleridir.
YAĞIŞ ÇEŞİTLERİ

Atmosferdeki su buharının yoğunlaşarak sıvı yada katı halde yeryüzüne düşmesine yağış denir. Başlıca yağış çeşitleri şunlardır;

1. Çiy: Havadaki su buharının soğuk zeminler üzerinde, su tanecikleri şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülür.

2. Kırağı: Havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde, 0°C’den düşük sıcaklıklarda kristaller şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Sonbahar aylarında ya da kış başlarında görülür.

3. Kırç: Havadaki su buharının çok soğumuş ağaç dalları, tel, saçak, vb. cisimler üzerinde yoğunlaşarak buz tabakası haline gelmesidir. Kırağıdan ayrılan yönü, kristallerin üst üste yığılarak buz tabakaları haline gelmesidir.

4. Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin büyüme-siyle oluşan su damlalarıdır. Yoğunlaşmanın devam etmesi ile ağırlığı artan su damlaları yağış halinde yere düşer.

5. Kar: Su buharının, yükseklerde 0°C altında yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleri yere düşer. Bu tür yağışlara kar denir.

6. Dolu: Hava sıcaklığının birden bire ve büyük ölçüde azalması sonucu yağmur damlaları donarak buz parçacıkları halinde yere düşer. Bu yağışlara dolu denir.

Bir yere düşen yağmur miktarı plüviyometre denilen aletle ölçülür. Kar halindeki yağışların miktarı da su olarak hesaplanır. Bu yolla bulu­nan yağış miktarı 1 m2 ye düşen suyun cm veya mm cinsinden yüksekliğiyle ifade edilir. Toplam yağışın mevsimlere dağılışına ise yağış rejimi denir
.
HAVA KÜTLELERİ VE CEPHELER
Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından aynı özel­lik gösteren büyük parçalarına hava kütlesi denir.
Hava kütlesinin oluşum alanı, deniz yüzeyine rast­lıyorsa, bu hava kütlesine denizel hava kütlesi denir. Kara üzerinde oluşan hava kütlelerine de karasal hava kütlesi denir.

Hava kütleleri oluştukları yere göre de isim alırlar. Başlıcaları tropikal ve kutup hava kütleleridir. Hava kütlelerinin yer değiştirmesi hava durumu ba­kımından önemlidir.
Örneğin, Tropikal bölgede oluşmuş bir hava kütlesi Türkiye’yi kapladığı zaman sıcaklık yükselir. Kuzey kutup bölgesinden gelen bir hava kütlesinin yayılma-sında ise Türkiye’de sıcaklık azalır.

Farklı özellikteki hava kütlelerini birbirinden ayıran sınıra ise cephe denir. Cephelerde çeşitli atmosfer olayları meydana gelir. Cephe boyunca karşılaşan iki hava kütlesinden, sıcak olan soğuk olanın üze­rinde yükselir. Yükselme soğumaya, bulutların oluşmasına, sislere ve yağışlara neden olur.
YOĞUNLAŞMA (YOĞUNLAŞMA)
 Havadaki su buharının sıvı yada katı hale dönüşmesine yoğunlaşma denir.
Yoğunlaşmanın meydana gelmesi havanın nem bakımın-dan doyma noktasını aşmasına bağlıdır. Havadaki bağıl nemin yüzde 100′e ulaştığı noktaya doyma noktası denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde hava su buharının fazlasını taşıyamaz. Fazla olan su buharı sıvı ya da katı hale dönüşür.

Örneğin, 1 m3 havanın 25°C sıcaklıkta taşıyabileceği nem 19,5 gramdır. 15°C de ise 10.5 gram kadar nem taşır. Buna göre. 25°C de doymuş havanın sıcaklığı 15°C ye düşerse doyma noktası aşılmış olur. Arta kalan 19,5 -10,5 = 9 gr nem yoğunlaşır.
Bir hava kütlesi;
Ø      Soğuk bir hava kütlesi ile karşılaşırsa,

Ø      Soğuk bir bölgeden geçerse,

Ø      Yükselmeye uğrarsa,

sıcaklığı azalır ve havanın nem taşıma kapasitesi azalacağından yoğunlaşma meydana gelir.
Yine aynı hava Kütlesi;

Ø      Sıcak bir hava kütlesiyle karşılaşırsa,

Ø      Sıcak bir bölgeden geçerse,

Ø      Alçalmaya uğrarsa,

sıcaklığı artar ve havanın nem taşıma kapasitesi artacağından yoğunlaşma sona erer.
Yoğunlaşma sonucunda çok küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle bulutlar oluşur. Bulutlar oluştukları yükseklikler dikkate alınarak üç gruba ayrılır.

image052.jpg

Yüksek bulutlar (Sirüsler): Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlar genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler.

Orta yükseklikteki bulutlar (Kümülüsler): Kümeler biçimindeki bulutlardır Genellikle alt kısımları düz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyeden başlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazı bulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir.

Alçak bulutlar (Stratüs’ler): Yer’in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde yağışlara yol açarlar.

Yukarıdaki bulutlar ana bulutlardır. Ancak gökyüzünde, özelliklerine göre, sirrokümülüs, kümülonimbus, sirro-stratüs gibi adlarla anılan karma bulutlar da görülür. Ayrıca, yağış bırakan bütün bulutlara nimbus adı verilmektedir.
Belirli bir anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının tüm gökyüzüne olan oranına bulutluluk denir. Bulutlu-luk oranı çeşitli aynalardan oluşan ve Nefometre adı verilen bir aletle ölçülür. Buna göre, gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek;

Ø      0-2 oranı Açık havayı

Ø      2-8 oranı Bulutlu havayı

Ø      8-10 oranı Kapalı havayı ifade eder.

Sis, ise yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş bulutlardır. Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar. Başlıca sis oluşum şekilleri şunlardır:

a. Rüzgar, ılık denizlerden soğuk karaya eserse karada sis oluşur.

image053.jpg

b. Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur.
image054.jpg

c. Rüzgar, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur.
image055.jpg

d. Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur.

image056.jpg